Modern teknolojiyle birlikte artık kalp atış hızınızı/nabzınızı izlemek çok daha kolay. Eskiden daha çok güçlü atletlerin kullandığı kalp atış hızı izleyicileri veya nabız ölçerler, artık herkesin kolayca erişebildiği akıllı saatlerde, cihazlarda hazır bulunuyor. Peki fitness için faydalı olması bir yana, kalp atış hızınız sağlığınız hakkında size ne söyleyebilir? Sizi hayati tehdit oluşturabilecek durumlara karşı uyarabilir mi?
Kendi Kendini İzleme Olgusu
Kendi kendini izleme -bir nevi günlük yaşamı somut verilere dökme eylemi- modern yaşamın çılgın bir tutkusu haline geldi.
Attığımız adım sayısı, o gün kaç merdiven çıktığımız veya fiziksel aktivitelerimizin dakika sayısı, artık hepsi parmaklarımızın ucunda kolayca bulunabilen metriklerden yalnızca birkaç tanesi.
Her biri birbiriyle ilişkili olan bu metrikler, genellikle sağlıklı yetişkinler için iyi bir hedef kabul edilen yuvarlanmış bir sayı olma eğiliminde. Örneğin Günde 10.000 adım ve 10 basamak merdiven, veya haftada 150 dakika orta yoğunlukta (veya 75 dakika yüksek yoğunlukta) fiziksel aktivite, sıklıkla pek çok kişinin varsayılan hedefi haline geliyor.
Ancak kalp atış hızı bu konuda hala gizemini koruyor. Egzersiz yaparken kalp atış hızını kaydetmek yararlı bir işlevdir, peki gün boyunca dinlenme kalp atış hızınızı takip etmek size sağlığınız hakkında ne söyleyebilir?
Sağlıklı Kalp Atış Hızı Nedir?
Sağlıklı yetişkinlerin, dakikada 60 ila 100 nabız atımı (bpm) arasında bir dinlenme kalp hızına sahip olması gerektiği kabul edilir ve bu aralığın alt kuyruğu daha iyi kardiyovasküler egzersiz biçimini temsil eder. Örneğin formunu yüksek tutan yetişkinlerde genellikle 40 bpm civarında bir dinlenme nabzı görülebilir.
Kalp atış hızı "bölgeleri" bir antrenmanın yoğunluğunu belirlemede kullanılabildiği için, kalp atış hızınızı izleyen bir cihaza sahip olmak egzersiz için mükemmeldir. Nabız monitörleri fitness takip cihazlarında ve akıllı saatlerde standart özellik haline geldikçe, kalp atış hızı bölgelerine dayanan tüm egzersizler giderek daha da popülerleşiyor.
Ancak fitnessı bir yana bıraktığımızda, nabız ölçerler genel sağlığınız hakkında size hangi bilgileri sağlayabilir?
MyTherapy blogunda ilginizi çekebilecek diğer postlar:
- Kalp Krizi Belirtileri: Bir Kalp Krizi Geçirdiğinizi Nasıl Anlarsınız?
- Kolesterolü Düşürme ve Kalp Sağlığını İyileştirmede Egzersizin Rolü
Birkaç yıldır yapılan gözlemsel çalışmalar da dahil olmak üzere, bu soruyu araştıran birçok çalışma var. Çalışmaların çoğu, dinlenme kalp atış hızında 60-100 bpm'lik aralıkta 100 bmp'ye yakın olan kişilerin 60 bpm'ye yakın olanlardan daha fazla kalp problemi riski taşıdığını belirlemiştir.
Çalışmaların hiçbiri istirahat/dinlenme kalp atış hızının herhangi bir sağlık sorununu doğrudan etkilediğini iddia etmese de, genel olarak kardiyovasküler hastalıklar ve ölüm oranlarına bakıldığında bunun nispeten tutarlı bir risk faktörü olduğu düşünülüyor. 60-100 bpm arası kalp atış hızının hala çoğunlukla "normal" sayılmasının yanında, birçok uzman şu anda 60-80 bpm'nin daha “sağlıklı” olduğu görüşünde.
Dinlenme kalp atış hızı özellikle 80 bpm’in üzerindeyse, yani yüksek sayılabilecek bir düzeydeyse, bu durum daha yüksek kan basıncı, fazla kilo ve kolesterol gibi diğer kardiyovasküler risk faktörleri ile ilişkilendirilebilir. Kalp atış hızı artık düzenli olarak tartılma, kan basıncınızı ve kolesterol seviyelerinizi sürekli kontrol etmenin yanında, 7/24 takip edilebilecek ve izlemesi en kolay olan metriktir.
Bütün bunlar düşünüldüğünde, nabız takibinin nasıl sadece bir fitness aracı olmaktan çıkıp rolünü büyüttüğünü, neden genel sağlığınız hakkında fikir sahibi olmanın bir yolu haline geldiğini görmek kolaydır.
Peki Ya Diğer Rahatsızlıklar Ve Düzensiz Kalp Ritimleri?
Giyilebilir teknolojinin, yani akıllı saatlerin ve kondisyon izleyicilerinin yükselişi sayesinde, kalp atış hızınız artık en erişilebilir biyolojik parametrelerden biri. Kalp atış hızının kalp yetmezliği ve kardiyovasküler hastalıkları tahmin etmede başarılı olduğuna dair kanıtlara bakıldığında, bu cihazlar rahatsızlık belirtileri ortaya çıkmadan önce gerçekten insanları sağlık sorunları konusunda uyarma potansiyeline sahip diyebiliriz.
Yukarıda tartışılan tüm çalışmalar ve konular, düzenli bir kalp ritmi ve 60-100 bpm kalp atış hızı aralığına sahip olan kişilerle ilgili. Bunların dışında giyilebilir cihazların kalp atış hızını ölçerken tespit etmeye yardımcı olabileceği başka birçok rahatsızlık var.
Sinüs Taşikardisi (Kalp Çarpıntısı)
100 bpm'nin üzerinde bir dinlenme kalp atış hızı, bir taşikardi (sinüs taşikardisi olarak da adlandırılan kalp çarpıntısı) olarak kabul edilir ve anemi, hipertiroidizm veya KOAH gibi altta yatan bir rahatsızlığın, bir virüs veya herhangi bir ilaca reaksiyon gibi sorunların sonucunda yaşanmış olabilir.
Bazı durumlarda, herhangi bir belirti görülmez ve insanlar kalp atış hızının arttığını hissedemezler. Bu gibi durumlarda problem hakkında uyarılmak, bir tanı ve tedaviye doğru ilerleyebilmek için önemli bir adım sayılır.
Bradikardi
60-100 bpm aralığının alt ucunda, 60 bpm'nin altında bir kalp atış hızı bradikardi olarak adlandırılır. Bu durum, dinlenme kalp atış hızları genellikle 40 bpm civarında veya daha düşük bile olabilen atletler için bir sorun değildir. Kalp atış hızınızın gece boyunca 60 bpm'nin altına düşmesi de yaygın bir durumdur.
Bununla birlikte bradikardi, bazı durumlarda özellikle yaşlılarda veya kalp rahatsızlığı yaşamış kişilerde kalp dokusunda yaşanan bir hasarın işareti olabilir.
Bradikardi ayrıca altta yatan hipotiroidizm, lupus gibi enflamatuar bir hastalık veya bir ilaca reaksiyon gibi durumların işareti de olabilir.
Atriyal Fibrilasyon
Kalp anormalliklerini tespit eden giyilebilir cihazlarla ilgili en büyük gelişme, muhtemelen Apple'ın iki uygulamasının ikinci sınıf tıbbi cihazlar olarak FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) tarafından onay aldığını duyurmasıyla geldi. Bu uygulamalar, kalbinizin düzensiz atmasına neden olan atriyal fibrilasyon (AFib) adı verilen bir kalp aritmisinin belirtilerini tespit etmeye yardımcı oluyor. AFib genellikle belirtileri görünmeyen, ancak felç riskinizi beş kat arttırma ihtimali olan bir rahatsızlık.
Bu uygulamalar Apple Watch 5’ten toplanan kalp atış hızı verileriyle AFib belirtilerini tespit edebiliyor. Apple Watch'u diğer akıllı saatlerden ve fitness takip cihazlarından ayıran şey ise, bir elektrokardiyogram (EKG) çekebiliyor olması. Parmağınızı 30 saniye boyunca saat tepesine yerleştirerek EKG çekebiliyorsunuz (fakat bu özellik henüz Türkiye’de aktif değil).
Bu durum aslında Apple Watch’u başı çeken bir EKG kaydedici yapıyor. Uygulama tıbbi sınıf 12 derivasyonlu bir EKG kaydedici kadar kapsamlı olmasa da, Apple bu EKG verilerinin bir AFib belirtisini tespit etme konusunda faydalı olduğunu FDA’ya kanıtlamış gibi gözüküyor.
Kalp Atış Hızınızı Takip Etmenin Dezavantajları Var Mı?
Bazı doktorlar kalp atış hızını sürekli takip etmenin insanlarda aşırı strese neden olabileceğini, tamamen normal sayılabilecek kalp atış hızı artışları ve düşüşlerinde gereksiz endişe duyulabileceğini düşünüyor.
Belki de duyulan endişenin asıl sebebi, bu cihazların nabızı yanlış okuma ihtimali ve olmayan bir problem için insanları telaşlandırma olasılığı. Örneğin dakikada 60 atışın altındaki bir kalp hızının, bir kalp sorunu veya tiroid bozukluğunun işareti olma ihtimali olsa da, basitçe iyi bir zindelik düzeyini yansıtma ihtimali de olabilir. Benzer şekilde, gece boyunca düşük bir kalp atış hızı alışılmadık bir durum değildir, ancak insanları endişelendirebilir.
Yanlış okumalar sebebiyle yaşanan bir endişe, doktorlara ve hastanelere yapılan gereksiz ziyaretlerin artmasına neden olabilir. İşin bir diğer tarafında ise, insanlar kalp atış hızı izleyicisine gerektiğinden fazla güvenip, sırf saati herhangi bir problem göstermiyor diye yaşadığı göğüs ağrısı belirtilerini önemsemeyebilir.
Bütün bu ihtimallere rağmen yine de bu cihazların kalp sorunları veya diğer rahatsızlıkların uyarı işaretlerini fark etmeye yardımcı olabileceği ve halk sağlığına net bir fayda sağladığı konusunda toplumda genel bir iyimserlik hakim.
Apple dışında diğer teknoloji şirketleri de kesinlikle durumun böyle olduğuna inanıyor ve tıbbi cihazlar dünyasına ilk adımlar sayılabilecek bu cihazların geliştirilmesine büyük yatırım yapıyorlar.
Var olan dezavantajlar inkar edilemese de, sonuçta hayat kurtarıcı olabilecek faydalar daha ağır basıyor gibi görünüyor.
MyTherapy blog’daki diğer makalelere bir göz atın